İklim Teknolojileri Radarına Neden İhtiyaç Var?

26 Mart 2024

İklim Teknolojileri Radarına Neden İhtiyaç Var?

İklim değişikliğinin yer küre üzerindekileri etkileri gün geçtikçe artarken, ülkelerin ulusal ve uluslararası ölçekte iklim değişikliğine uyumlanmasında iklim teknolojilerinin önemi daha da artıyor. Yeşil dönüşümün doğru yönlendirilmesi için iklim değişikliğinin nedenlerinin azaltılması veya önlenmesine hizmet eden, dayanıklılığı artıran, insanlığı ve doğayı destekleyen iklim teknolojilerine geçiş için ise nitelikli veri ve bilgiye ihtiyaç duyuluyor.

Tam da bu sebeple rotasını iklim teknolojilerine çeviren Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) iklim değişikliği ile mücadele kapsamında, ülkemizin uluslararası rekabetçilikte öncü olabilmesi adına gereken teknolojilerin belirlenmesi ve kategorilerin oluşturulması için Vakıf sorumluluğu ile rehber görevini üstlendi. TTGV bünyesindeki İklim Lab Kamünite Programı çatısında tasarlanan, dünya ve Türkiye için fırsat alanı oluşturabilecek teknolojilerin belirlenmesi adına sektörlere yön verecek, İklim Teknolojileri Radarı veri odaklı bir taksonomi raporu olarak hazırlandı.

Beş Tematik Alan

Odağına iklim teknolojilerini almış iklim değişikliğinin sebeplerinin azaltılması/önlenmesi, uyum ve dayanıklılık süreçleri ile değişikliğin sonuçlarını yönetmeye dair tüm sektörlerin hareket alanlarına ışık tutan radar çalışması ile 2053 net sıfır hedefine ulaşmayı amaçlayan, yol haritasını bu çerçevede oluşturan tüm sektör aktörlerine katkı sağlamayı hedefliyoruz.

İklim değişikliğinde kritik bir jeopolitik alanda bulunan Akdeniz Havzası içinde yer alan Türkiye’nin, su kaynaklarında yaşanan azalma, normalin dışında gerçekleşen hava olayları gibi farklı göstergeler göz önüne alındığında hızla uyum ve dönüşüm için harekete geçilmesi gerektiğini verilerle görebiliyoruz.

Karbon nötr hedefini “Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı”nda taahhüt eden ülkemiz için yeşil dönüşüme giriş sürecinde başta karbon yoğun endüstriler olmak üzere, yeşil dönüşüme giriş sürecinin hızlandırılması önemli bir gereklilik olarak karşımıza çıktı. 

Nüfus artışı, hızlı kentleşme, göç gibi süreçler sonucunda enerji ve gıda gibi temel gereksinim ihtiyaçlarının artması ile doğru orantılı ilerleyen atıklardaki artış, hava kirliliği, düşük karbonlu ekonomiye geçiş için köklü bir değişim gerektiğinin de kanıtı niteliğinde.

Bu anlamda çevre sorunları ele alınırken, dönüşümde rekabet gücünü koruyabilmek ve teknolojik çözümlerden en doğru şekilde faydalanılması gerektiğini gören ülkemiz için ihracat potansiyelini artırmak, refah seviyesinde artışa ivme kazandırmak amacıyla büyük bir fırsat alanı oluşturuyor. Bun süreci analiz ederek iklim teknolojilerini kategorize ederek, alan temsilcilerine sunan, sektörlere yön verecek bir doküman niteliğinde olan, TTGV “İklim Teknolojileri Radarı” kapsamında, öncelikli olarak iklim değişikliğine en fazla etki eden sektörler “Endüstriyel Üretim, Enerji, Mobilite, Tarım/Gıda/Orman ve Yapılı Çevre” tematik alanlar olarak belirlendi.

Öne çıkan teknolojiler

Karbonsuzlaşma yol haritalarına bakıldığında, sanayilerde, alternatif yakıt ve hammadde kullanımları ön plana çıkarken, fosil yakıt bağımlılığının önüne geçilmesi amacıyla hidrojen, biyokütle gibi yakıtlara yönelmenin gerekliliği ortaya çıktı.

Yine enerji alanında, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında özellikle güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ile temiz üretim kapasitesinin hızla arttığı görülürken, ulaşımdan kaynaklı sera gazı salımlarındaki düşüşün, hızlı bir şekilde karayolu taşıtlarının elektrifikasyonuna, operasyonel ve teknik enerji verimliliği önlemlerine, özellikle denizcilik, havacılık alt sektörlerinde düşük emisyonlu yakıtların ticarileştirilmesine, yaygınlaştırılmasına ve daha az emisyonlu yakıtlara geçişin teşvik edilmesine yönelik politikalara bağlı olacağı belirlendi.

2050 yılına kadar 10 milyara ulaşması beklenen dünya nüfusunda daha fazla insanın beslenme ihtiyacına karşılık verilebilmesi için tarım/gıda/orman alanlarında toprak sağlığı, su kalitesinin korunması gibi önemli parametrelerin gözetilmesi konusu öne çıktı. Bu alanda, sera gazı azaltım teknolojileri, alternatif proteinler, dijital teknolojilerin tarım uygulamaları ile entegrasyonu ve gıdalarda uzun süreli paketleme teknolojileri gibi israf ve kaybın önlenmesine yönelik teknolojiler çalışılmaya başlandı.

Yapılı çevre alanında ise mevcut binaların ısıtma, soğutma, aydınlatma gibi faaliyetleri sonucu gömülü emisyonların azaltılmasına yönelik araştırmalar öne çıkarken, ileri yapı malzemeleri, verimli enerji sistem teknolojilerinin mevcut binaların sıfır karbon hedefine ulaşmasındaki önemi üzerine çalışılıyor.

Komünite olarak güncel iklim teknolojilerine odaklanılan bu çalışmanın ilgili sektörlerin gelişiminde önemli bir kaynak olmasını diliyoruz.

 

Esra BORAN / TTGV İklim Lab Komünite Programı Uzmanı

TTGV e-bültenine katılmak ve bizden haberdar olmak için kayıt olabilirsiniz.